20 Mayıs 2014 Salı

gidicem dedim illa gidicem bir gün,
bunu o kadar çok söyledim ki; sonunda o da gitmek istedi. benim olmadığım yerde kalamazdı.
-sonra eve geldik
bi sigara yaktı, ben konuşmaya başladım.
gidemedik
yine aynı yatağa yattık, aynı sigarayı içtik
sonra o gitti başkasını öptü
ben aynı koltuğa oturdum
aynı şarabı içtik
-ben, o ve başka kadın
dans ettik, ben sarhoş oldum

ilk kim gidicek biliyorum
ilk kim terkedicek
-bilmiyorum
senden hoşlanmıyorum ki
sesini gülüşünü bi şeyler yapışını sevmiyorum ki
senden nefret ediyorum
sen sadece tanıdığım birisin
sen sadece bensin

18 Mayıs 2014 Pazar


varlığımız bir şeylerin sebebi olmak zorunda değil. varlığımız rahatsızlık verebilir. yokluğumuz öldürebilir.

ama kimse sevişti diye ölmez.

bi gün çok uzaklara gidicem! olmuyor böyle. bi gün terkedicez birbirimizi. bi gün birbirimize katlanamıycaz artık. biliyorum bi gün üzücem seni.

hangi gün? ona da karar verdin mi?

kimse gitmiyor, kimse ölmüyor. daha da önemlisi ne biliyo musun? kimse bu sefer kaçamıyor.

pişman değilim demek kolay, zor olan kaçamamak. zor olan göğüslemek, bununla yaşamak.

kimseye sorumlu değilsin, sen kimseyi zorlamadın. kimseyi yaralamadın.

bu sözlerim seni rahatlatmasın, kendine sorumlusun.

kendinle hesaplaştın mı? her şey güzel dedin yolunda dedin. en azından adımlar attın. olacak dedin. ya gördüklerin?

bunlardan da mı rahatsızsın?

kaçamıyorsun da.

korkuyorsun.

biliyor musun benim de çözümüm yok.

bi şarkı vardı, neydi adı? hah, çember. ne diyordu? çaresi yok kardeşim, her akşam böyle içip kederlenip mutsuz olacaksın. meyhane masalarında kahrolacaksın.

madem gidemiyorsun, demek ki burda zamanın var. zamanını kullan. düşün. nasıl yapacağına karar ver.

istiyorsan düşünme, böyle yaşa gitsin. yalnız tek kural = üzülme şansın yok. hata yapma şansın yok. yok. yok. bak yokluğu buldun sonunda.

bak işte yoksun sonunda sen de.

dediğim gibi, kimse sevişti diye ölmez.

ama ölümsüzlüğü tadabilir sonunda..
Hata hata hata!

İsmini anmak istemediğimiz için hata diyoruz ama aslında yanlış yaptığımızı düşündüğümüzden değil. Yanlış yaptığımızı düşünsek, bir daha asla yapmazdık değil mi?

Pişman değiliz.

Değil miyiz?

Yaşananları değiştirebilecek olsak elbette olmamış olmasını dilerdik ama kimse de olanları engelleyemezdi.

Bunun neyle alakası vardı?

İçimizde bi cehennem vardı. Biriyle yola çıkıyorsanız gideceğiniz yer aynı mı olmalı?

Belki de biri yol olmalıydı, biri arkadaşı. Yol arkadaşı.

Ama en önemlisi sırdaşı. Sır tutamıyorsan, kapat kapıları.

Bugün de bunları öğrendik, sevgili çocuklar.

İnsan seviştiğinde teninde güzel bi koku olur..

12 Mayıs 2014 Pazartesi



bir şeyler hızlı ve akıcı olmalıydı
zaman bizi tüketirken
bir şeyler vardı karanlıktan aydınlığa
biz gri kaldırımları yeğlerken
uzakta mavi mi batardı gökyüzün
bilemezdim
ama hüznün hep koyuydu
kahveydi gözlerin
elimi bıraktın döndün dedin ki
bu dünyada sevenin dostu olmaz

sarhoştun ağlamıştın
ormanlarımız yandı kül oldu
sonra koylarına uzandı ellerim
bi şeyler kayboldu
gözüm karardı
kendinde miydin

çok karanlıktı, belki de görmedik
zaman bizi yerken
ıslak kaldırımlardan kuru otlara
kızıla döndü gözlerin
kulağımı ısırdı sesler

kalabalıkların ötesinde mora boyalı gökyüzü
kaybolduk
tutup saçlarını ıslıklarla
şarkılarla şiirlerle acılarla
karın boşluklarından kasıklara
ölüm doluydu
korkusuzdu gözlerin

sonra iyiyim dedin
iyiyim dedim
merak edilecek bir şey yok
yalan bile değil gerçek bir rüyaydı
sevmediysen değiştir sonunu hüznünün
sevmediysen yak yazılı tüm kitapları
çalıntı tüm tütünler

havlularda kalmış tüm izlerin
yak, yak bu pencereden görülen tüm yerleri
denizleri, ıssızlıkları, ciğerini
tırnaklarını sök uçurumların
bu sarhoş geceye kaç yağmur değdi
sokaklarda saklanma

bak

arkanda gökyüzü

1 Mayıs 2014 Perşembe

“benim hayata karşı takındığım eski moda alaylı dildin dilimi kopardın”

gözyaşların yüzünde saydam izler bırakır
kimse görmez
ama sen bilirsin
az önce ağladım dersin kendine
az önce onun için ağladım
kimsenin bilmesine gerek yoktur
o zaten hep içindeki okyanusta yüzer
ağlar ağlar bitiremezsin o okyanusu
Hiç sormadım ona, korktum yanıtlarından. İnsanoğlu işte. Cevaplarından korktuğu soruyu soramıyor bile. 

Hani biliyordum, hep yanında olamaz hiç kimse hiç kimsenin. Ama diyordum ki, kötü olsam gelir. Hep yanımda olur. Hep.

Niye gittin?

Kötüyüm sen gittiğinden beri.

Çok soğuk gecelerim oldu. Kanatlarım kırılırdı sen bilirdin. Hani sırtım tutulmuşt bi kere. Çok üşüdüm.

Ben neden başka bedenlerde aradım sıcağı? Yetmedin bak. Yetemedin beni hayatta tutmaya. Ölüyorum bak. Yavaş yavaş.

Çevirme kafanı. Bak sevdiğin kadın. Kapının ardında. Bak sana bakıyor kocaman lacivert gözleri. Benim gözlerim hiç lacivert olmadı. Hep akıttım okyanusumu boşuna.

Ben gidiyorum. Kapatma kapıyı, birazdan ışıklar sönecek. Korkuyorum. Çok üşüyorum. 

Bırakma.

Kapatma kapıyı.
Bak canım,
seni sevmemle sana tapmam
seni hiç unutmayacak olmamla sadece arkadaş olmamız arasında
bi çizgi var

gün gelicek kalınlaşıcak, gün gelicek incelicek bi çizgi
ama seni hep o tarafta
beni de bu bertarafta bırakıcak

merak etme canım
bu hep böyle olucak

zaten
paralel çizgiler hep yanyana giderken
kesişen çizgiler bir daha hiç kavuşamazmış
biz biraz teğetiz o kadar

o kadar canım