8 Ocak 2013 Salı

Ayaz




Karlı bi öğleden sonra okudum ben senin hikayeni, geceler ızdırap diye. Dışarıya bakan sol gözümden bi damla yaş indi, şimdi her yer bembeyaz ve sokak hiç olmadığı kadar kalabalık.

Hüzündür yağan içimize, kar değil bu. Kar olsa yumuşardı hava, ama hiç gitmedi ölümün ağırlığı üstümüzden.

Kaybetmenin ne demek olduğunu en çok senle ben biliriz. Birine gitme diyememek değil kaybeden olmak. Hiç sorulmaması, gelirken de giderken de. Hani küçükken giyeceğin ayakkabıyı seçerken bile sana sorulmaz ya, insan böyle zamanlarda küçücük oluyor en çok.

Şimdi sobanın alevi söndü, kar da yavaşladı. Gece olmaz artık, alaca bi pembeye çalar gökyüzü.

Kar yağmasın artık.