20 Ekim 2012 Cumartesi

Bi baba yüreği gibi sıkıca sarıcam


Artık o fotoğraflarda yalnızız!

Artık o fotoğraflara yalnız bakacağız. Bakabilecek miyiz? İçimiz acımayacak mı?

Her şeyden, herkesten kaçtığımızda bizi koynunda saklayan o adam nerde? O adam varken hiç bir şeye ihtiyaç duymazdık. O adam varken sarılır ağlardık, bizi dizine yatırır başımızı okşardı. Ne babamızdan görmüştük böyle bi sevgi, ne abimiz vardı bizim, ne de başka bi erkek şevkatle sarılmıştı bize. O bizim hem babamız, hem olmayan abimiz, hem sevgilimiz, hem kardeşimiz.. Her şeyimiz olmuştu. Yaşadığımız her şeyi bi gün ona anlatmak için yaşardık. Beraber mutlu olsak da içimizde hep “keşke o da burda olsa” olurdu. Nerde o şimdi?

Nerdesin çocuk yüzlü adam?

En güzel fotoğraflarımı seninle çektim ben, seninle kendimi evin en güzel yerine asılan aile fotoğraflarında gibi hissederdim. Nerdesin şimdi?

Hangi semtindesin en çok sevilen ama en çok aldatan o hain şehrin? Hangi tepesinden bakıyorsun aşağıya? Hangi sigara yanıklı koltukta sabahlıyorsun, içini karartıyorsun sabaha kadar? Ne yapıyorsun bizsiz?

Çok özledik. Çok.